Masonlar Gizemli Topluluk - 1. Bölüm

Masonluk dünyanın en eski ve gizemli topluluklarından birisi. Haklarında bir çok şey duyduk ancak sırları hala tam olarak bilinmiyor. 

Gizemli Topluluk Masonlar

Bu insanların amaçları ne? Bugüne kadar sakladıkları gizemler neler? Şu ana kadar Masonluk ile ilgili yapılmış en detaylı yazıyı okumak üzeresiniz, başlıyoruz. Mason Fransızca bir kelimedir ve duvarcı demektir. Tam olarak ne zaman ortaya çıktığı bilinmiyor. Ancak sembolik olarak Masonlar Hiram usta adında birini kendi kurucuları ve ilk mason kabul ederler. Efsaneye göre Hiram usta Süleyman peygamber tarafından yaptırılan Süleyman tapınağını inşa eden ustadır. Kendisi dul kadının çocuğu olarak da bilinir. Tabiki bu sembolik bir kurucudur. Eldeki delillere göre ise bilinen ilk mason yapılanmaları ortaçağ Avrupa sına dayanıyor. Özellikle 10. Üçüncü yüzyıldan sonra büyük kiliselerin inşaatlarını yapan ustalar, inşaat sırlarını saklamak için yeni duvar işçilerinin yetişmesi için Mason localarını yani duvar işçileri meslek birliklerini kurmuşlardır. Fakat bir özellikleri vardı ki onları bugünkü kıvamına getirdi. O da şu. Meslek sırlarını barındırdıkları ve kiliseleri inşa ettikleri için Vatikan tarafından sırlarını ve toplantılarını gizli tutabilme hakkı tanınmıştı, işte. Bu hak sayesinde Avrupalı reformist ve düşünce insanları zaman içerisinde Mason localarına girmeye başladılar. Bu süreçle beraber 1717 tarihinde Londra büyük locası kuruldu ve bugünkü geleneksel Masonluk sistematiği başlamış oldu. Bu süreçten sonra Amerika'nın kuruluşu da dahil olmak üzere birçok konuda Masonlar büyük rol oynadılar. Örneğin Amerika'nın kurucu büyüklerinden ve doların üzerindeki kişilerden olan Benjamin franklin, George Washington önemli Masonlardan. Amerika'nın kuruluş belgesi sayılan bağımsızlık beyannamesini imzalayan 56 kişiden 15 kişi Masondur. Önemli Masonik sembollerden olan tek gözün ya da pergel ve gönyenin ABD'deki birçok anıtta sıkça görülüyor olması işte bu isimlere bağlanmaktadır. Ancak bunların eskiye dayanan ve göze hoş gelen semboller olduğu için Masonlukta alakalı olmayan birçok alanda kullanıldığını unutmamalıyız. Peki Masonluk Osmanlı'ya ilk olarak nasıl girdi? Şaşırtıcı bir şekilde bir Osmanlı padişahı Masondur ve bu tarihçiler tarafından da ortak olarak kabul edilmektedir. Osmanlı topraklarında Masonluğun gelişimi incelendiğinde, Londra'daki ilk büyük locanın kuruluşundan sadece 4 yıl sonra, 1721 yılında Fransız Masonların İstanbul'da bir loca kurdukları görülür. Fakat bu Osmanlılara ait bir loca değil, Fransızların bir koluydu. 

Beşinci Murat

Padişahlarr arasındaki tek mason ise beşinci Murat'tır. Sultan beşinci Murat henüz şehzadelik döneminde iken, 1872 Masonluğa giriş yapmıştır. Kendisi padişah olduktan bir süre sonra akıl sağlığını kaybetmiş. Bu nedenle tahttan indirilerek yerine kardeşi ikinci Abdülhamit geçmiştir. Sultan ikinci Abdülhamit ise ilk zamanlarda Masonluğa karşı olumsuz tavır almamıştır. Bu tutumunda İngiltere ve Fransa gibi ülkelerle Osmanlı arasındaki uluslararası ilişkilerinde etkili olduğu söylenebilir. Ancak Masonlar Mason olduğu için beşinci Murat'ın yeniden tahta çıkmasını istediklerinden dolayı Abdülhamit ile sık sık çatıştılar. Beşinci Murat'ın 1905 yılındaki vefatından sonra ikinci Abdülhamit'in Masonluğa karşı tutumunda net bir değişim fark edilir. Daha önce gözetim altında tuttuğu İstanbul'daki Masonik faaliyetlere eskisi kadar hoşgörüyle davranmadığı görülür. Birkaç yıl İstanbul da masonik faaliyetler görülmez ancak diğer Osmanlı şehirlerinde Mason locaları açılmaya devam etmiştir. 1909 da ilk Türk Mason locası kurulur. Hatta yine bu tarihlerde yapılan ve bugün Ziraat Bankası Karaköy binası olarak bilinen tarihi binada Masonluğun kurucusu kabul edilen Hiram ustayı ve dul kadını temsil eden çeşitli heykeller görebilirsiniz. Binadaki heykellerde dul kadının çocuklarıyla olduğu görülür. Masonik anlatıma göre Hiram usta dul bir kadının çocuğudur. Bu nedenle Masonlar için dul kadının çocuğu tanımı da kullanılır. Mason localarında zaman zaman dul kadın kesesi gezdirilir. Bu bir para kesesidir. Eski bir gelenek olarak herkes kesenin içine para koyar ya da ihtiyacı olanlar bu keseden para alır. Tabiki bu gizlilik esasına dayalı olarak yapılıyor. 


Okumadan Geçme





Yorum Gönder

0 Yorumlar