Bilgi Nedir?

Bilgi Nedir?

Bilgi Nedir?

İnsanoğlu, kendi varlığının farkına vardığı andan itibaren hem kendisini hem de çevresini bilmeye çalışmıştır. Bilme etkinliğinde insan özne bildiği varlıklar ise nesnedir. Bilgide öznenin nesneye yönelmesi sonucunda ortaya çıkan ürünün ismidir. Bilginin ortaya çıkması için özne ve nesne arasında bir bağ kurulması gerekir. Bu bağlara bilgi ağı adı verilir temelde 4 bilgi ağı vardır, bu ağlardan ilki algılamaktadır. Önünüzde duran telefonun rengini veya şeklini algılama aktı, öğrenirsiniz. bir diğeri anlamaktadır. Örneğin bir resimde boyalarla ifade edilen gerçekte anlamanız bu ak sayesinde olur sonuncusu açıklamaktadır. Örneğin bir patlama olayının tüm nedenlerini söylemeniz açıklama aktı sayesindedir. Hayatımız boyunca öğrenebileceğimiz tüm bilgi türlerini 5 sınıfa ayırabiliriz. Bu bilgi türlerinden ilki gündelik bilgidir, insanların günlük deneyimlerinden çıkardıkları bilgilerdir. Örneğin havanın yoğun bulutlu olmasının birazdan yağmur yağacak sına dair bir delil olduğunu söylemeniz, gündelik bilgi sayesindedir ikinci bilgi türü dinsel bilgidir. Dünyayı belli bir dinin inanç sistemiyle açıklamaya yarayan bilgidir. Dinsel bilgi neyin iyi, neyin kötü olduğunu, nasıl yaşamanız gerektiğini hatta ve hatta nasıl evlenmeniz gerektiğini söyleyen bilgi türüdür. Üçüncü bilgi türü en basit cihazlardan en gelişmiş uçaklara kadar geniş bir yelpazede ürün yapmamızı sağlayan teknik bilgidir. İnsanları diğer varlıklardan ayıran akıl sayesinde alet yapma bilgisidir, insanlık tarihinin dönüm noktası. Bu bilgi türünün öğrenilmesi sayesinde olmuştur. Bu bilgi sayesinde insanlar diğer canlılara nazaran hayatta kalma becerilerini çok daha fazla geliştirecek aletler yapmış ve medeniyetler kurmuştur. Dördüncü bilgi sanat bilgisi dir, sanat bilgisi, tabloda müzikte, heykelde, edebiyatta ve tiyatroda kendini gösteren bilgidir, insanı duygulu bir varlık yapan yegane bilgidir. Medeniyetlerin saygınlığı ürettikleri sanatın zenginliğine bağlıdır. Beşinci bilgi türü bilimsel bilgidir. Sistemli tutarlı genelgeçer ve kanıtlanabilir bilgi türüdür. Bilimsel bilgi türü, deney ve gözleme dayanan tarafsız bilgidir. bir medeniyet, bilimsel bilgiye sahip olduğu kadar güçlüdür. Bilgi güçtür sözü bilimsel bilgi için geçerlidir. 8 ile 13. yüzyıl arasında Avrupa medeniyeti orta çağını yaşarken, islam medeniyetinin güçlü olması, bilimsel bilgiye diğer medeniyetlere göre daha fazla sahip olmasıyla açıklanabilir. Fakat islam medeniyetinin bilimsel veya felsefi bilgiyi yitirmesiyle roller yavaş yavaş değişmiştir. 21. yüzyıla geldiğimizde maalesef orta çağ fikirleri bu topraklara egemen olmuştur. Bu coğrafya, bilimsel ve felsefi bilgiye sırtını döndüğü andan itibaren trigonometrinin mucidi, urfalı Bettani, matematikteki binom açılımını bulan iranlı filozof ömer hayyam mı? Darwin'den 1000 yıl önce yaşayan ve evrimden bahseden basralı el cahiz ea sosyolojinin öncülerinden ve mukaddimenin yazarı tunuslu ibni Haldun unuttu. Sonuncu bilgi türü, felsefi bilgi türüdür. Felsefi bilgi, insan ve toplumu bir bütün şeklinde ele alan ve diğer bilgilerin ortaya çıkmasına vesile olan bilgilerin babasıdır. Bir bilginin doğru olup olmadığını sunabileceğiniz 5 ölçüt vardır. Bunlardan ilki uygunluk tur. Söylenen ile söylenilen arasındaki ilişkinin karşılaştırılmasıdır. Örneğin bugün hava yağmurludur sözü doğru olarak kabul edilmesi için yağmurun yağması gerekmektedir. İkinci ölçü tutarlılıktır düşüncelerin kendi arasındaki tutarlılığını ölçüt olarak kabul etmektir. Örneğin su dolu bir bardağa bir kaşık daldırdığımızda kaşığı kırık gibi gözükmesine rağmen kırık olmadığını daha önceki bilgilerimize dayanarak söyleyebiliriz. Üçüncü ölçü tümel uzlaşımdır. Tümel uzlaşıma göre çoğunluğun kabul ettiği bilgi doğru olarak kabul edilir. Bu ölçütünün gelişmemiş toplumlarda yaygın olduğunu söylemek abartı olmaz. Dördüncü ölçüt apaçıktır, kendisinden asla şüphe edilmeyen ölçü çeşididir. Ünlü filozof d kartın da söylediği gibi düşünüyorum. O halde varım önermesi kendisinden asla şüphe edilmeyen apaçık bir bilgiye götüren önermedir, son ölçütü faydadır. Bu ölçüt hem doğru bilginin bir kıstası olarak kullanıldığı gibi hem de bazı ülkelerin siyaset felsefelerinin özünü oluşturur. Bu ölçüde bir bilginin doğruluğunu ancak onun sağladığı fayda ile ölçülür. Fakat bu fayda bencil bireyselci bir fayda mı? Yoksa toplumsal bir fayda mı olduğu açık değildir. İnsanın kendi çevresini ne kadar olabileceği, yani bilgisinin sınırlarının ne olduğu hep bir tartışma konusu olmuştur. İnsan duyu organlarının gelişmişliği kadar doğaya algılar. Bazı düşünürlere göre insanoğlu hiçbir zaman tam olarak doğayı olduğu gibi algılayacaktır. Örneğin insan gözü yaklaşık 500 megapikseldir. Fakat doğa bizim onu algılayabileceğin ötesinde ayrıntılara sahip olduğu için onu hiçbir zaman tam olarak algılamayın. Tarih boyunca birçok düşünür, insanın doğru bilgiye ulaşma yollarını aramıştır. Bu araştırma sonuçlarını sınıflandırdığı mı zaman karşımıza ilk olarak rasyonalizm ya da diğer adıyla akılcılık akımı çıkar? Rasyonalizm akımına göre doğru bilginin kaynağı akıldır. Örneğin bir rasyonalist filozof olan sokrates'e göre insan doğru bilgiye akıllı ulaşır ve tüm bilgilerimizi doğuştan getiririz, ona göre insanın öğrendiği şeyi aslında doğuştan getirdiği bilgilerin keşfedilmesidir. bir diğer akım olan deneycilere göre doğuştan hiçbir bilgi gelmez. bir filozof olan john locke'a göre insan zihni doğduğu zaman boş bir levha gibidir. Tüm bilgiler deneyimlerimiz sonucunda ortaya çıkar ve bu levhayı doldurur. Doğru bilgiye ulaşmak kadar bu bilgiyle ne yapacağımız da bir problemdir. Doğru bilgiye ulaşan birisi artık yanlış yapar mı? Deontoloji akımına göre bilgi insana bir yükümlülük verir. Yani doğru bilgiye sahip birisi doğru eylemler yapmak zorundadır. Ünlü düşünür sokrates bu düşünceyi bir adım daha götürür, ona göre doğru bilgiye ulaşan birisi artık yanlış bir eylemde bulunamaz. Buradan yola çıkarak kimse bilerek kötülük yapmaz fikrine ulaşmıştır. Fakat sokrates'in öğrencisinin öğrencisi olan aristoteles'e göre doğru bilgiye ulaşan birisi yanlış bir eylemde bulunabilir. Ona göre insan doğru veya yanlış karar verecek bir akla sahip olduğu gibi istediğini seçecek özgür bir iradeye de sahiptir. Son olarak şunu söyleyebiliriz ki, tarihin her döneminde bilgi güç, cehalet ve mutluluk getirmiştir.

UmutLu Blog.

Yorum Gönder

0 Yorumlar